Omurganın stabilite ya da diğer deyişle sabit kalabilme ve mobilite ya da diğer deyişle hareket yeteneği arasında denge olmazsa ağrılı boyun, sırt ya da bel ortaya çıkar. Aşırı hareketli omurlar durumunda boyun ya da bel tutulmaları ve bazen buna eşlik eden kol ya da bacak ağrısı şikayeti olur. Bu durumda tedavi amacı aşırı hareketli omurları tespit etmektir. Bu stabilizasyon egzersizleri ve gerekirse proloterapi ile yapılır.
Hareket yeteneğini kaybetmiş omurlar durumunda ise günlük hareketin kısıtlı ve ağrılı olduğu şikayeti vardır. Bu durumda tedavi amacı omurların hareketliliğini artırmaktır. Bu manipülasyon teknikleri, germe egzersizleri, kuru iğneleme ve gerekirse omurga çevresine lokal anestezi enjeksiyonları ile yapılır.
Baş ağrılarının yaklaşık yarısı boyun ve ensedeki kasların gerginliğinden ortaya çıkmaktadır.
İki türü vardır: Gerilim tipi baş ağrısı ve myofasyal tetik noktalardan kaynaklanan baş ağrısı. Gerilim tipi baş ağrısında duruşu ve halam tarzını düzeltmek, fizik ve egzersiz tedavisi ve manüel teknikler etkilidir. Myofasyal ağrıda ise, tetik nokta enjeksiyonu, fizik ve egzersiz tedavisi ve kuru iğneleme etkilidir. Bel veya bel – bacak ağrısı işim çektirdiğimiz MR sadece hastaların yarısında doğru tanı için yardımcıdır.
Olasılığı %100 düzeyine çıkarmak için muayene tanısı ve MR yansını bir araya getirmek gerekir.
Ağrının psikolojik yönleri ve sonuçları olabilir. Ancak tamamen psikolojik olan ağrı nadirdir ve psikiyatrik sorunlarla birlikte görülür. Ağrının 3 aydan uzun süre devam etmesi ile uyku ve moral bozuklukları, iş veriminde düşme, ve sosyal hayatta mutsuzluk eklenebilir.
Teni ağrılarda, kişi kolay tedirgin olan veya panik yapan bir yapıya sahipse, ağrıya panik atağa benzer şikayetler eşlik edebilir. Ancak bu ağrının psikolojik olduğu anlamına gelmez. Hekimin görevi ağrının psikolojik yönlerinin farkında olması ve tedavi sorasında bunlarla da mücadele etmesidir.